Bir annenin isyanı: “Bir anne çocuğu kendinden önce ölsün isteyebilir mi? Bu adada istiyor, çünkü devlet bizim arkamızda değil!”
Sosyal medyada engelli kızı için isyan eden Fezile Oktay’ın dilinden dökülenler özelde kendi, genelde iste ülkede yaşayan tüm engelli bireylerin çığlığı oluyor…
1986 doğumlu, spastik engelli kızı Pınar’ın adeta ‘eve mahkum edildiğini’ ifade eden anne Fezile Oktay, kızının çok sosyal biri olduğunu anlattı. 12 yıldır Mağusa’daki “18 Yaşüstü Engelli Rehabilitasyon Merkezi”ne devam eden kızının 4 aydır evde olduğunu ve 4 aydan sonra okula başlamadan önce sorun yaşadıklarını belirten Fezile Oktay, isyan etti. Devletin kızı gibi bireylere destek çıkmadığından yakınan anne Oktay, bazı işleyişlerin ‘bireysel inisiyatifle’ ilerlediğini ve zaman zaman sekteye uğradığını belirtti. Bu durumu eleştiren anne, siyasi yetkilileri göreve davet etti.
Anne Oktay, özetle şunları ifade etti:
“Size kızımdan biraz söz edeyim; beyin emir vermediği için kızım yürüyemiyor, küçük beyin çalışmıyor. Çok tedavi aradık ama olmadı… Evde yürüteç ile dolanıyor ama yaşı büyüdükçe tekerlekli sandalye kullanır oldu. Bez problemi yok. Sürekli okullara gidiyor, çok sosyal, konuşmasına, ellerinde problemi yok. Çok sosyaldir. Ben de Lefkoşa’da özel eğitim evinde çalışıyordum, güneyde de okula gitti. Güneyde ev kiraladık, orada da kaldık, akabinde kuzeyde 18 yaş üstü engelli okulu açıldı ve buraya geçtik. Uzun yıllar çok çile çektik. bu ülkede yetişkin bireyler için maalesef olanaklar çok kısıtlı. Kızım 12 yıldır bu merkeze devam ediyor. Önceleri lifli araçları yoktu, sonra minibüs alındı. Bu da sürekli bozulurdu, 3 ay evde kaldığı oluyordu. Yine bu yüzden 4 aydır evdedir, bu merkezde sıkıntılar yaşandı. Yıllardır buraya giden bir çocuk. Ona bu merkeze giderken okuldan bir kişi tuvalette refakatçi oluyordu. Kızım tuvalet ihtiyacını giderirken bireysel bakım da istemezdi. Ona refakatçi olan sadece düşmesin diye orada bekleyecekti. Sadece bunu yapacaklardı. Zaten sabah 8’de gidip 12’de okuldan çıkıyorlardı. 4 aydan sonra okula başlayacaktı, bana kızınızın tuvalet sorunu var dendi, bez koyduk, istemedi, ama sosyalleşmesi için evden çıkmalıydı. Lifli minibüsleri tamir edildi bana haber vermediler, Pınar’ın tuvalet problemi var dediler. bez takarım dedim. Pazartesi, dün bez takıp yolladık. Yıllarca oradaki çalışanlar kızıma yardımcı oldu, refakatçilik yaptılar, şimdi yönetim ve çalışanlar değişti, bize sorun çıkardılar. Bu çok üzücü. Kızım bu sıcakta nasıl bez taksın?…”
“İnsanlık namına kızıma yardım edebilirler, sadece düşmesin diye yanında duracaklar!”
Bu sıkıntılarını anlatacak bir siyasi erke ulaşamadığından dert yanan anne Oktay, “Sisyasiler seçim zamanı çok kolay ulaşılır oluyorlar ama normal zamanda ulaşılmıyorlar… Müsteşar ile konuştum, ilgileneceklerini söylediler, bekliyoruz.” dedi. Kızının sosyalleşme olanağı bulduğu sadece iki mekan olduğunu anlatan anne Oktay, buralarda da bireysel çabalarla gerekli refah seviyesinde hizmet alabildiklerine değindi. anne Oktay, bu durumu şöyle anlattı:
“Mağusa Sosyal Hizmetler’den aradılar, Pınar ile okula gidin, gözlemleyin bakalım tuvalet sorunu var mı siz de tanık olun dediler… İnsanlık namına kızıma yardım edebilirler, sadece yanında duracaklar düşmesin diye! ama yıllar sonra sorun çıkardılar. Bu sıcaklarda neden bez takacağım? Tek sosyal ortamı bu okuldur. Bir de Geçitkale Belediyesi’nde yapılan el işi kurslarına haftanın 3 günü ikişer saat gidiyor. Burada da sosyal oluyorlar, bu belediyede de duyarlılık çok güzel. Ulaşım için bize çok kolaylık sağladılar ama araçları bozuldu. Başka belediyeden araç alıp geziye Pınar’ı da götürdüler. Bu araç sorununu çözmek için çok canla başla çalışıyorlar. Başka da destek almıyoruz. Başında olmayan anlamaz! Bir insan devamlı evde yaşayamaz! Biz kaç yaşında hasta insanlar her gün bir yere gidemeyiz!”
Tüm bunlardan olumsuz etkileniyor!
Kızının moral ve motivesinin tüm bunlar yaşanırken kötü etkilendiğini de dile getiren anne anne Oktay, “Ben, yıllarca kendim de özel destek aldım, ona yaklaşım konusunda daha bilgili olmaya çalışırım. Ben kendim için gittiğim el işi kurslarına onu da götürdüm. ‘Bana makası ver’ şeklinde küçük yardımlar talep ederim, ilgilenmeye çalışırım tabi…” dedi.
“Bizim arkamıza kalmasınlar diye dua ediyoruz”
Bir anne düşünün ki; kızının ondan önce bu hayattan göçüp gitmesi, kimseye tek başına muhtaç olmaması için dua ediyor… Kızıyla ilgili geleceğe dair düşüncelerini sorduğumuz anne Oktay, şöyle devam ediyor: “Bizim arkamıza kalmasınlar diye dua ediyoruz. Bir anne çocuğu kendinden önce ölsün isteyebilir mi? Bu adada istiyor, çünkü devlet bizim arkamızda değil! Bizim istediğimiz ilgidir, böyle merkezler açsınlar, bizi rahatlatsınlar, çocuklarımız sosyalleşsin. Ama bizim ülkemizde merkezlerin neredeyse adı var kendi yok. Yıllardır yapılacağı söylenen merkezler var ama hala hayat bulmadı… Beklemekle ömrümüz geçti…”