Gedik Filarmoni Orkestrası genel sanat yönetmeni, daimi şefleri Cem Mansur yönetiminde yarın (17 Kasım) Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası sahnesinde ikinci konserini verecek.
Cem Mansur’un 19.30’da eserler ve bestecileri üzerine yaptığı açıklayıcı söyleşiyle başlayacak olan “Mistik, klasik ve eğlencelik bir arada!” temalı konserde besteci ve orkestra şefi Selman Ada’nın “Suntqva ‘Nefes’ op. 97 Solo Keman Yaylı Çalgılar Orkestrası ve Kudüm için” ile “Horizons op. 110 Yaylı Çalgılar Orkestrası için” eserlerinin ilk seslendirilişi yapılacak. J. Ibert, “Divertissement” ile başlayacak konser W. A. Mozart’ın “39. Senfoni” eseriyle bitecek.
SIRA DIŞI MÜZİSYENLER
Orkestra, aralarında 2020 Aydın Gün Teşvik Ödülü’nün de olduğu yurtdışı ve yurtiçinden birçok prestijli ödülün sahibi, kariyerini dünyanın önemli orkestralarından Zürih Tonhalle’de devam ettiren keman yıldızı Alican Süner’e eşlik edecek.
Cem Mansur ile konser üzerine ve bu sezon başına geçtiği orkestranın geleceği, Gedik Sanat’ın müzik projeleri hakkında konuştuk.
– İlk konserinizin solisti Can Çakmur da Aydın Gün Teşvik Ödülü’ne değer görülmüştü. Solist seçiminizde bu ödülün de bir rolü var mı?
İki solistin üst üste gelmesi rastlantı ama bu ödül sayesinde eğitimlerini tamamlamış müzisyenlere bakınca, standartların ne kadar yüksek olduğu belli. Can ve Alican, çalışmalarını çok beğendiğim iki sıra dışı müzisyen ve solist olarak konserlerimize davet edilmeleri ödülü olsun olmasın, doğal bir şey. Bu ödüller, Türkiye’de genç müzisyenlerin en üst düzeyde eğitim görebilmesi için o kadar değerli ki. Keşke daha çok sayıda olsalar.
GEÇMİŞ VE GELECEK
– Neden “Mistik, Klasik ve Eğlencelik bir arada!” diyorsunuz?
Bu programda öyle denk geldi ve başlık olarak bu kadar çelişen kavramların müzikte pekâlâ yan yana durabileceklerini ve birbirlerini canlı bir konser deneyimi olarak tamamlayabileceklerini görüyoruz.
– İlk seslendirişlere yer vermek neden önemli?
Yeni eser siparişleri, bu eserlerin veya daha önce bestelenip de çalınamamış olanların her programda olması bu projenin çok değerli bulduğum özelliklerinden biri. Geçmişin müziği, bugün hâlâ o kadar anlamlı ve heyecan verici ki, ona “geçmiş” diyemiyorum, ancak bugünün dünyasını yansıtan ve sürekli üretilen eserler var, müzik tarihi boyunca olduğu gibi. Orkestralar ve konser salonları, geçmişle geleceği bir değerler bütününde birbirine bağlayan yerler olmalı.
– Gedik Sanat ile gerçekleştirmek istediğiniz başka projeler var mı?
Her şeyden önce repertuvara daha çok eser katmak öncelikli amaç. Yaptığımız çalışmaların Gedik Üniversitesi öğrencilerine de dokunabilmesi de bizim için önemli. Üniversite eğitiminin vermesi gereken evrensel bakışı oluşturmada müzik önemli.