Türkiye’den yüzerek ulaştığı Yunanistan’dan Almanya’ya giden Suriyeli sığınmacı ve olimpik yüzücü Yusra Mardini’nin hikayesini anlatan ‘Yüzücüler’ adlı film, bugün gösterime girecek.
‘Yüzücüler’ adlı biyografik bir dram filmine dönüşen öyküsü hakkında Uluslararası Olimpiyat Komitesi’ne (IOC) özel bir röportaj veren 24 yaşındaki sporcu Yusra Mardini, Rio 2016’da yarışmanın sığınmacılara bakış açısını ve bu topluluğa karşı sorumluluğunu nasıl değiştirdiğini anlattı.
Röportajda, iki kez Sığınmacı Olimpik Sporcular Takımı’nda yer alan ve 24 yaşının çok ötesinde bir yaşam deneyimine sahip olan Mardini’nin, 2015 yılında Suriye’deki savaştan kaçtıktan sonra Avrupa’ya yaptığı tehlikeli tekne yolculuğunda ölüme yakın bir deneyim yaşadığı paylaşıldı.
Almanya’nın Berlin kentine yerleştikten sonra yeni bir dil öğrenmek ve yeni bir hayat kurmak zorunda kalan Mardini, yüzme branşıyla Rio 2016 Olimpiyat Oyunları’nda ilk Sığınmacı Olimpiyat Takımı’na seçildi.
“ÇOK ŞEY ÖĞRENDİM”
Savaştan yüzerek kaçtığı ve sığındığı Avrupa’da olimpik sporcu olmasının “çılgınca” olduğunu değerlendiren Mardini, iki farklı hayat yaşadığını belirterek, “Suriye’den ayrıldıktan sonraki 5 yılda ilk 17 yaşımın toplamından daha fazla şey oldu. Bazen olan her şey yüzünden kendimi 50 yaşındaymışım gibi hissediyorum. Ama çok şey öğrendim; Sadece yüzmeye ve altın madalya kazanmaya odaklanan bu küçük kızdan savaştan kaçmaya ve dünyadaki milyonları temsil etmeye geçiş gözlerimi çok açtı ve düşünme şeklimi değiştirdi” şeklinde konuştu.
Röportajda, Rio 2016 için IOC Sığınmacı Olimpiyat Takımı’na seçildikten sonra bile madalya kazanmaya odaklanan Mardini için tribünlerin seyircilerle dolu olduğu Maracana Stadyumu’na adımını atar atmaz her şeyin değiştiği ifade edildi.
Takımıyla stada girdiği an herkesin ayakta olduğuna dikkati çeken Mardini, “Tüylerim diken diken oldu ve o anı asla unutmayacağım. İşte o zaman bunun benimle ilgili olmadığını, dünyadaki milyonlarca insanla ilgili olduğunu anladım. Sığınmacılardan çok fazla mesaj aldık ve hepsine yardım etme sorumluluğumuz olduğunu anladık. İnsanlara umut vermek artık benim için altın madalya kazanmaktan çok daha önemli oldu” değerlendirmesinde bulundu.
“Dürüst olmak gerekirse daha önceleri sadece kendimi önemsiyordum” diyen Mardini, “Havuzda hala süper rekabetçi olsam da, diğer insanları önemsemek konusunda da çok şey öğrendim. Çeşitlilik hakkında çok şey öğrendim, gerçekten birlikte nasıl daha güçlü olduğumuz hakkında çok şey öğrendim” dedi.